İLETİŞİMDEN BİR OLMAYA

Zihinsel, entelektüel, kavramsal iletişim zihne aittir. Bir olmak ise zihinsizliğe, derin sessizliğe; sözel olmayan bir enerji transferine; hiçbir araç olmadan, ansızın, bir kalpten diğer bir kalbe sıçramaya aittir.

Temel, en özdeki şey şunu hatırlamaktır —çünkü o böler, o bütün dünyayı iki dünyaya böler— şayet sen düşüncelerin ekranı içinden bakıyorsan o zaman tek bir dünya içinde yaşıyorsundur. Düşüncelerin dünyası inancın, düşüncenin, sempatinin dünyasıdır. Şayet temiz gözlerle, bulutsuz gözlerle bakıyorsan senin algının bir netliği vardır. O saftır, şeyleri onların üzerine bir şey yansıtmadan sadece olduğu gibi görüyordur. O zaman senin anlayışın vardır, o zaman meditasyonun vardır. O zaman tüm dünya değişir. Ve sorun şudur ki zihin seni kandırabilir. O sempati yaratır, o sahte para yaratır: Şefkat yerine sempati yaratır. Sempati sahte paradır. İman yerine sahte bir para olan onun inancı vardır.

Unutma zihin ikâme etmeye çalışır. Sende bir şey mi eksik? Zihin onun yerine ikâme etmeye çalışıyor. Çok uyanık ol çünkü zihnin yapacağı her şey sahte olacaktır. Zihin en büyük sahtekârdır, var olan en büyük dolandırıcıdır. O seni yatıştırmaya çalışır, o buna yardım eder, o sana sahte bir şey verir ki bu sayede artık gerçek için yanıp tutuşmazsın.

Örneğin eğer gündüz oruç tuttuysan gece olunca, yiyecekleri, muhteşem restoranlarda akşam yemeği yediğini, kralların saraylarındaki ziyafetlere davet edildiğini ve güzel yemekler yediğini rüyanda göreceksin. Niçin? Tüm gün boyunca aç kaldın, şimdi de açlık yüzünden uyumak zorlaştı; zihin onun yerine bir şey, bir rüya yaratır. Bunu hiç fark etmedin mi? Gece mesanen dolar ve tuvalete gitmek istersin ama eğer uykun bölünecekse zihin hemen tuvalette olduğun bir rüya yaratır. O zaman uyumaya devam edebilirsin. O sana yerine geçecek bir şey verir. Yerine geçecek şey bir avuntudur. O gerçek değildir ama bir anlığına yardımcı olur.

O yüzden zihnin avuntularına dikkat et. Gerçeği ara çünkü yalnızca gerçek seni tatmin edebilir. Avuntular asla tatmin edici olamazlar. Rüyalarında ne kadar istersen o kadar yemek yiyebilir, onun kokusundan, tadından, renginden her şeyinden zevk alabilirsin fakat o besleyici olmayacak. İnanç sana imanın kokusunu, tadını, rengini verebilir. Onun keyfini çıkarabilirsin ama seni beslemeyecek. Sadece iman besleyebilir.

Her zaman anımsa: Seni besleyen şey gerçektir ve sana sadece bir teselli veren şey ise çok tehlikelidir. Bu avuntu yüzünden gerçek besinin peşine düşmeyeceksin. Şayet rüyalarda yaşamaya başlarsan ve gerçek besin yemezsen, o zaman yavaş yavaş kabız olacaksın, kaybolacaksın, kuruyacaksın ve ölü olacaksın.

O yüzden hemen harekete geç: Ne zaman zihin sana bir avuntu vermeye çalışırsa, onu dinleme. O harika bir satıcıdır, harika bir akıl çelicidir. O seni ikna eder, der ki, "Bu şeyler ucuz. İmanı bulması çok zordur çünkü hayatını riske etmelisin; inanç çok kolaydır, çok ucuzdur. Onu bedavaya edinebilirsin." Aslında pek çok insan hazırda bekler; eğer onların inançlarını kabul edersen onunla birlikte sana daha fazlasını vermeye razıdırlar: Hıristiyan ol, Hindu ol, Müslüman ol. İnsanlar sana ihtişamlı bir hoş geldin ve saygı ve saygınlık vermeye hazırdır. Her şey mevcuttur: sen sadece onların inancını kabul et. İnanç sadece ucuz değildir, sana onunla birlikte daha fazla şey de verir.

İman asla ucuz değildir; tehlikelidir. Anlayış asla ucuz değildir; tehlikelidir. Gerçek tehlikelidir. Tüm hayatını riske sokmalısın. O cesaret ister.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder